Hürriyet Röportajı - Emek Külür : "Kusuru Büyütmeyi Seviyorum"
Yayınlanma Tarihi 27 Mayıs 2017
Emek Külür, bir diş hekimi. Külür şimdi tüm bunların dışında bir şeyle; sanat alanında yaptığı bir işle gündemde. Lise ve üniversite yıllarında hobi olarak resimle ilgilenen Külür, kendine 40 yaş hediyesi olarak cuma günlerini hediye etmeye karar verir. O hediye, Louvre’da bir sergiye katılma başarısı olarak geri döner. Gerisini ondan dinleyelim.
40 yaş hediyesini anlatın lütfen?
- Her zaman tüm gün evde otursam, bütün bir gün bana ait olsa gibi bir özlemim vardı. Bu Cuma günleri basta iyi geldi ama sonra yemek ve sohbet beni tatmin etmedi. Yeniden resim dersi almaya karar vermiştim ki, iki dostum heykelle uğraştıklarını ve çok zevk aldıklarını anlattılar. Çamurla oynayacaktım, neden olmasın.
Ve resimden vazgeçtiniz?
- Heykeli tercih ettim. Belki 3 boyutlu olduğu için yaparken daha bütünleşiyorsunuz. Yaratma hissiniz daha baskın oluyor. Ve beni daha çok rahatlatıyor.
Kendinize ait bir atölyeniz var mı?
- Hayır, aslında sabah erken saatlerde kliniğe gidiyorum. Eve dönüyorum ve 18.30’da tüm aile birlikte yemek yiyoruz. Bu bizim kuralımız. Sonra evin en küçük köşesinde çekiliyoruz. Eşim TV ve gazetelerle oyalanırken, ben yandaki kanepenin etrafına yaydığım malzemelerimle heykelime takılıyorum. Öyle yalnız kalmak gibi bir derdim yok. Atölyem falan da yok.
Televizyon karşısında çıkan bir eser Louvre’da sergilenme yolculuğuna nasıl çıktı?
- Haftada bir gün heykel atölyesine gidiyorum. Atölye Hocamız Ayşin Hanım’ın yurtdışı küratörlerle bağlantıları var. Ben bu ikinci heykelimi yapıyordum. Mum dökümü için de epey uğraşıyorum. Ben çalışırken hocam birden bire “Bu Louvra’a gider” dedi. Ben inanamıyorken Louvre Art Corousel’de sergilendi.
Açılışta ben de vardım ve sizi biraz şaşırmış gördüm. Hissettiğiniz şey tam olarak neydi?
- Uzun zamandır böyle heyecanlanmamıştım. Sana ait bir eserin sergilenmesi çok değişik. Gururla mutluluk karışımı bir duygu.
Bir sanat danışmanı geldi ve çalışmanızda Giacometti’nin izleri olduğunu söyledi. Bu sizin için ne demek?
-Küratör Francesco Saverio heykelim için yorum yaparken stilimi beğendiğini ve Giacometti’nin tarzına benzettiğini söyledi. İnanılmaz hoşuma giiti. Son zamanlarda aldığım en iyi iltifattı. Sonrada düşündüm stil derken tam olarak neyi kastetti diye ve İstanbul’a dönünce bir kez daha eserlerini araştırdım. Sanırım 1950 -1960 arası gerçeği olduğu gibi değil, dünya algısını geliştirip gördüğü gibi yansıttığı dönemdeki çizgisine benzetti. Cünkü ben de çalışırken göründüğünün en güzeli olsun , gerceğinin aynısı ve hatta kusurları yok ediyim diye çalışmıyorum. Kusurlar , beğendiğim parçanın abartılı omasını seviyorum. İnsan vucudu ise cok uzun bacaklar yapıyorum cok uzun kollar yapıyorum. Çok kocaman gözüne batacak kadar büyük kalça yapmayı seviyorum. Kusuru büyütmeyi seviyorum.
‘You&Me’den bahsedelim…. Onunla tanıştık ama hikâyesini bilmiyoruz. Bize You&Me’yi anlatın lütfen.
- You &Me planlamadan ortaya çıktı. Çamuru üst üste koymaya sonra bir kemikli yüz hatları hemen altında diğer bir yüz . onunda hatları belirgin sonra boyuna inerken kadının kafası adamın göğsüne , adamın kalcası kadını göğsüne dönüştü sonra bunlaru tek vücut gibi taşıyan up uzun bacaklar cıktı ve böylede bitti. Ne anlatıyo derseniz , bütünlük ve tamamlama olgusu olabilir. Hersey tamamlanmak ve bütünün bir parcası olmak istiyor sonucta. Atomun bile proton ile elektronları eşit değilse nötr yani doymus atom olamıyor. Evrenin düzeni yani.
Sırada ne var?
-Bronzla camı birleştirip iç içe geçirmek istediğim bir fikir var. Bunun üzerine düşünüp araştırıcam , çalışıcam ve en güzel kısmı öğrenicem.
Emek Külür öneriyor, bu üç eseri görün
- Paige Bradley nin New york sergilenen’ Expansion ‘adlı heykelini beğeniyorum. Cünkü çatlamıs bir vücuttan ışık saçıyor.
- Budapestede sergilenen !The shoes on the Danube Bank’ beğeniyorum. cunkü denize giden bir sürü ayakkabı. Ne güzel diye değil his ve düsünce verdiği için seviyorum.
- Kuzgun Acar’ın IMÇ girişinde simge olarak duran ‘Kuslar’ heykelini beğeniyorum.